17 Ocak 2008

Dün'ya

Bana oLan kin’in nefesimi kesior
Karşında savunmasız gibi durduğuma bakma
Benim öfkem dağLarı devirmeye yeter
SeninLe başa çıkamıycakmış gibi durduuma bakma
AldanışLarınLa sonunu hazırlamış oLursun yaLnızca
BirşeyLeri sana borçLu oLduğumu düşünüyorum evet
Seni yüceLticek şeyLer değiL bunlar
Önüme koyduğun mesafeLeri
Ulaşamadığım yerLeri
Buz gibi oLuşunun iLikLerimi dondurmasını
DuygusuzLuumun senin Lanet havandan kaynakLanmasını
Sana borçLuyum biLiorum..!
Sen oLmasaydın bu kadar güçLü oLmazdım
Sen oLmasaydın ben var oLamazdım..!
JokerLerin hep sende oLmasından beLLi işte
Bu oyunda şike oLduğu
HakemLer senin tarafını tutuor bariz beLLi
Pişkin pişkin güLüyorsun yüzüme haLen daha
AdaLeti içinde barındırdığını söyLüyor herkez
GüzeL oLduğunu
Herşeyden çok daha güzeL oLduğunu
O kadar adiLsin madem
Neden bir kere biLe güLdürmedin yüzümü
DiğerLeri güLerken hep bir başıma kaLdım şehirLerinde
Sorgun bitti
Cezan kesiLecek
Bundan sonra sen değiL
Ben seninLe oynayacağım milyonLarca kez...
Sana yeniLmiyeceğim asLa dün'ya..!
Bir gün dönmekten sıkıLıp durucaksın unutma..!

8 Ocak 2008

An..

hep bir isyan var içimde..
sessiz çığlıklar yükselior içimden gökyüzüne...
sussam...
bildiğimi sandığım şeyler anlatır mı beni..?
peki ya bilmediklerim..?
aldığım nefesler anlatırmı sessizliğimin sebebini...
sebebini merak eden mi var sanki..?
sessiz kalmak..!
cümlelerini yutmak...
konuşmaya çalışırken boazına düğümlenen kelimelerden daha iyi gibi...
dudakLarından döküLemeyen cümLeLer yakıorsa canını...
çözüm oLan tek şey susmak..
bir an..
tek bir an..
gözLerini kapamak dünyaya..
rahatlatırmıydı ruhunu acaba..?

Zehir

içimde nefes almamı engeLLeyen birşeyLer var...
bir türLü kusamadığım öfkeLerim var...
insanların yüzüne vurmak istediğim gerçekLerim var...
sesim çıkmıo...
ne için, kim için sustuğumu akLım aLmıyo...
cümLeLerime sığdıramıyorum zihnimdekiLeri..
kendimden korkuyorum.
kin'imden..
öfkemden..
başkaLarını zehirLemesinden korkuyorum...
daha fazLa içimde kaLdıkça kontroLden çıkmasından...
en çok da YALNIZLIK tan korkuorum...!

yaLnız kaLmak bir hastaLık..
hastaLıın eLine düşmekten korkuyorum...
ona yeniLmekten..
dünyaya yeniLmekten..
ayağa kaLkamamaktan..!

NEFES ALMAK İSTİYORUM..!
Özgürce..!

Ev




aLayLı aLayLı bakarsın dünyaya camdan...
doğduğun evde otururken...
sandaLyenden kaLkıp şöLe bir doLanırsın evi..
en çok nei özLediğini ararsın..
buLmaya çaLışırsın..
annenin sana kızdığı günLer geLir akLına..
o "Yapma..!" dedikçe senin yaptıın şeyLer...
güLümsersin..
kendi odana girersin..
abinLe kavga ettiğin günLer geLir akLına..
bir bir canLanırLar gözünde..
sen konuşmayı öğrendiğinde başLamış kavgaLarınız..
sen susmayı öğrendikçe tükenmeye başLamış bir bir...
sen büyüdükçe azaLmış meğer..
çok iyi abi kardeş oLmuşsunuz..
çok iyi arkadaş oLmuşsunuz...
onun gidiceği gün geLmiş akLına..
gözLerin doLmuş...
sonra saLona dönersin tekrar...
babanı apar topar eve getirdikLeri gün geLir akLına..
onun hasta bi şekiLde o koLtukta yatışı...
senin odaya kaçıp kaçıp ağLaman..
gözyaşLarını siLip karşısına gittiğinde güLümsemen gerektiğini hatırLadıkca canının acıyışı...
onu götürürLerken hep kendini teseLLi etmen geri döneceğini biLdiğini söLeyerek...
o gün bu evden son çıkışı oLduğunu yıLLarca kabuLLenememek...
sıcacık evine bir kez daha bakarsın..
doup büyüdüğün evden yer yer nefret ettiğin günLeri anımsarsın..
gıcık oLursun kendine..
o günLerin tadını çıkaramadığına yanarsın..
göz yaşLarını tutamaz ağLamaya başLarsın..
sonra odana gidip her ağLamaya başLadığında oturduğun duvar dibine çökersin..
hıçkırıkLara boulursun..
göz yaşLarına bouLursun..
gidenLerin ardından döktüğün göz yaşLarına yeniLerini ekLersin..
sevdikLerin için döktüğün göz yaşLarına...
çığLık atmak istersin sesin çıkmaz...
susmak zorunda kaLırsın.
acıLarı kabuLLenmek zorundasındır..
susmak ve tüm acıLarını içine akıtmak...!
diLsizi oynamak zorundasındır artık..!
eLLerin üşümeye başLar..
eskiden bu evi ısıtanLar yoktur artık yanında...
bir gün herkez yaLnız kaLmaya mahkumdur biLirsin..!
senin yaLnızLıınsa çok erkencidir..!
bekLemeyi biLmeden çıkıp geLmiştir...!

Geçmiş...



Geçmişin izlerini taşırmış insan..
Meğer sen unutsan da karşına çıkarmış bir yerLerde hep..
DiLediğin yere kaç, diLediğin gibi unuttuğunu düşün..
Bak asLında burnunun dibinde geçmiş..

İzLeri elinde, yüzünde, vücudunda, içinde...
Hiçbir şey siLemezmiş..
SiLip götüremezmiş..
Burnunun Dibindeymiş işte geçmiş...

Nefes aLırken biLe içine çekersin buram buram...
Uyurken seninLe birLikte uyur..
Sen yastığına sarıLırsın, o sana...
GeceLerindeymiş meğer geçmiş...

Sen dostLarını, arkadaşLarını, sevgini harcadığınLa kaLırsın..
Seni tek bırakmayan şey...
Sana en çok kazığı atan dostunmuş geçmiş...

İnsan yeni bir hayat çizemez kendisine..
Ne kadar yeniden başLıyorum dese de
AsLında hep eskiden devam eder yoLuna...
Peşini hiç bırakmayacak oLan eski bir yoLdaşmış geçmiş...

Kimseyi bunun için suçlayamaz...
İçi acır.. Acısını dışa vurur beLki..
SevdikLerini yakıp yıkar..
Uzaktır her şey...
Uzak oLsun ister...
Ondan asLa kopayamacak oLan bir parçadır geçmiş...

YaLnızLık çözüm gibi geLir..
Ölüm çözüm gibi geLir..
YaLnızLıktır asLında öLüm..
Ölüm; Her gün defaLarca geçmişini hatırLamaktır..!

öLürken de yakandadır asLında..
Yaptığın her şey bir bir karşına çıkıcaktır..
OnLarLa yüzLeşmeden kapayamazsın gözLerini dünyaya...
OnLarLa yüzLeşmeden veremezsin son nefesini..
Sen öLmeden önce geçmişin yüzüne vuracak bir takım gerçekleri...

İçinden çıkıLamaz haLe geLir gün geçtikce...
SiLinemeyenLere üzüLür insan...
SevdikLerini yitirdiğine üzüLür..
YaptıkLarının pişmanLıkLarına üzüLür...
Yüzündeki sahte güLümsemeye söver her gün...
Yapmacık tavırLarına..
DoğaL oLmayı özLer...
MutLuLuğu özLer...
Sevdiğini özLer...
ÇocukLuunu özler...
ÇocukLuun vermiş oLduğu safLığı ve temizLiği özLer...
İster istemez geçmişini özLer..

İçindekiLeri tam anLamıyLa akıtamaz kaLemine...
İçinden geçenLeri cesaret edipte haykıramaz sayfaLara...
İçin için ağLar haLine...
O ağLarken güLer dünya..
KahkahaLardan bir tufan...


Ah...!
Geçmiş...
Meğer asLında hiç geçmemiş...

2 Ocak 2008

İpLer...

Hayat hep yarınLarLa geçior..
YarınLarın güzeL oLucaı umuduyLa...
UmutLarın son buLacağı günün geleceği hayaLiyLe...
HayaLLerin bir gün gerçek oLacaı inancıyLa...
İnançLarın boşa çıkmayacaı sanılan yarınLarı bekLemekLe...

İnsan buna inanırken her gün inandığı şeyLeri yitirior bir bir..
Ertesi gün sarıLacak bir ümit buLuyor...
YitirişLer... BitişLer... ParaLeL...

Hiç bir şeye inanmaya hakkı oLmadıını,
Hiç bir umuda sarıLmaması gerektiğini,
Güneşin ne oLursa oLsun her gün yeniden doğduunu
Ecel Kapıyı çalana kadar lanetiyLe yaşaması gerektiğini
Acının gerçek, inancınsa aldatmaca olduğunu,
Kendini kandırmasının yersiz oLduğunu,
Her yıkıLışta anlar insan...

Her güzel anda ise unutuverir tümünü...

Hayat: Dram - Komedi...
İnsanlarsa bir kukLa..
Tiyatro bu sinema deiL...
Ya yanLışsız oynar insan hareketLerine ve ipLerine dikkat ederek,
Yada hatasının bedelini ipLerinden yukarı doğru çekilLerek öder...

Tiyatro bu sinema değil...
Filmi başa sarmak, Kaydı başa almak, sahneyi baştan alamk söz konusu biLe değil...

İpler kimin elindeyse tanrı o hayatta...
Kuklaysanız eğer iplerinizden asla kurtuLamayacaksınız...
Hayat masaL değil çünkü...
Pinokyonun canlanışı gerçek deil...
TanrıLar kukLacı Gepetto Amca kadar iyi deil...