2 Kasım 2007

Bum..!




çıldırışLarını parçaLamıştı artık..
her bir parçasınıysa birer köşeye fırLatıp atmıştı..
öyLe bir parça vardı ki
onu kendi içinde 1000 parçaya bölmüş toz etmiş savurmuştu..
o fırLattıkça çığLıkLarı savruLuordu evrende..
hızLa uzakLaşıordu ondan..
hafifçe bir güLümseme beLirmişti yüzünde...
yavaş yavaş dahada büyüyordu..
yavaş yavaş...
büyüdü..
büyüdü...
ve büyüdü...
kahkahaLarının şiddetine dayanamıordu evren gibi yer yüzüde..
ve daıLan çığLıkLar yerini onun kahkahaLarına bırakmıştı artık..


Bum..!

28 Ekim 2007

[ Her - Hiç ] Şey...

SaçmaLıksa oLan biten herşey
Neden tam ortasında duruor..?
Neden adım atıp çıkmıor bu çemberden..?
O kadar mı aciz, o kadar mı imkansız çıkışLar..?
O kadar mı çevreLemiş etrafını bu buhran..?
MelankoLi...!
Biraz daha kaLırsa burada tüm söyLeyecei yaLanLara kendiside inanmaya başLayacak..
Ve o gün geLdiğinde hiç birşeyden korkmaması gerekecek.
Çünkü herşei yaLan, hiç birşei gerçek..!
Çember giderek daraLacak.
DaraLdıkça bouLacak..
BouLdukça kusmak isteyecek..!
Nefes aLamayacaı duruma geLdiğindeyse tanrıya yakarışLarı biLe dürüst oLamıycak..!
Tüm benLiğini kaybedecek..
Yaşam die birşeyse artık oLmayacak..!

15 Ekim 2007

Numara 36..!

Bouktu gece..
YıLdızLar şizofren..!
İnsanLar neon gibi yanıp sönüyordu.
ParLak sokakLarda bir karaLtı oLarak yürüdü sessizce...
O kadar parLaktı ki sokakLar sönükLüğü hemen beLLi oLuordu.
Herkes dışLarcasına baktı ona...
Yadırgandı..
OmuzLarı düşmüştü, kafası öne eğik bakışLardan rahatsız iLerLiordu..
ÇığLık atmak geLiordu içinden.
Rahatsız edici o bakışLara küfretmek...
“Hiç mi rengini kaybeden birini görmediniz..?”
"Siz hiç ışığınızı kaybetmediniz mi..?"
Dilinin ucundaydı..
Ama yapamadı..!
Yağmurun deLicesine yağdığı bir sokağa girdi tam göz yaşı yanakLarına düşerken..
AğLadığı beLLi oLsun istemezdi.
Ama Hiçbir zaman da sakLamayı beceremedi..!
Göz yaşı düşmeden sığınırdı bu sokağa ufacık bir çocuk gibi..
Göğe doğru kaLdırdı başını
İki yana doğru açtığı koLLarıyLa kucakLamak istedi gökyüzünü...!
Göz yaşLarı aktı bir bir..! Kırmızıydı..!
Yağmur damLaLarı düştü biN biN..! Kan Kırmızıydı..!
Son damLasına kadar akıttıLar kırıkLarını karşıLıkLı...
SeLamLadıLar birbirLerini ve uzakLaştı oradan..
Sokaktan ayrıLıp caddeye döndüğünde insanLar bi duvar oLmuştu karşısında..
Tiz kahkahaLar atıorLardı.. YükseLiordu sesLer gökyüzüne doğru..
Birden şimşek çaktı...
Gökyüzü sinirLenmişti yine..
İnsanLar bir bir kaçmaya başLadı..!
O ise ağLadığını yine sakLayamamıştı...
O ağLadığında insanLar son nefesini verircesine güLerdi..
KaLabaLığın içine karıştı ve bir yaLnız devam etti yoLuna...
KaLbi buzdandı onun.. Donuktu..!
Sabah doLaşırken ortaLıkta berduş bir şekiLde
KaLbini yakan o güLümsemei görmüştü duvarLardaki fotoğrafLarda...
KaLbini yakan o güLümseme...!
O adi, o hain güLümseme...
Az daha küL ediordu kaLbini
Tam o sıra buLmuştu -20 sokağı..
KaLbini dondurur, uyuştururdu
Acı hissetmezdi böyLece zerre kadar...
Unuturdu bir çok şeyi, en önemLisiyse o güLümsemeyi...
Aslında hiç geceyi bekLememişti kaLbini dondurmak için..!
O acıya asLa tahammüLü oLmamıştı çünkü..
Koşarak girdi -20 ye. Bu sefer öyLe acımamıştı canı.
Bir sıyrık sızısı gibiydi sadece.
Ağlamak ister ama ağLayamazdı.
Donardı göz yaşLarıda kaLbi gibi.
İnsan acıLarını dondururken, anıLarını da dondururdu asLında.
Fark edememişti bunu.
Rengini kaybettiği günden sonra buLmuştu bu sokakLarı.
Tüm duyguLar için ayrı 1 sokak..!
Akıtırdı ruhunu oraLarda.
SızıLarını bırakırdı 1 köşeye
MutLuLuklarını ağaç aLtına koyardı, toprağa gömerdi.
MutLuLuk bereket demekti..! (ona göre.)
Dünyanın en büyük ağacı onun mutLuLukLarını ektiği ağaçtı.
MutLuLuk sokak.!
İhanet sokak.!
-20 sokak.!
Yağmur sokak.!
Şefkat sokak.!
Öfke sokak.!
YıLLardır araıpta buLamadığı tek sokak “LaV” sokaktı.
Onu buLabiLseydi rengine de kavuşacaktı.
Diğer insanLar gibi ışığına uLaşacaktı.
Tüm bakışLardan kurtuLacaktı.
Ama neredeyse imkansıza yakındı...
Bedenini bırakırsa, ruhundan kopamazdı..
“Beden fanidir..! Ruh ebedi...”
Ruhunu temizLese, bedeni pakLanamazdı..
Ölümdü ona yakışan, ama o da çok uzaktı..
KayboLmuştu yine Lav sokağı ararken düşünceLerinde...
Temiz bir ruhLa buLunabiLirdi biLiyordu.
Yinede 1umut derdi hep..
1 umut...
Tek biLdiği LAV sokak Numara 36'yı buLması gerektiğiydi.
BuLduğu takdirde yaşamının sonuna kadar bu sokaktan dışarı bir adım atmayacaktı.
HatırLarı oLacaktı zihninde hatırLayabildiği...
Herşeyden önce kendine sözü vardı.
Tüm duyguLarını Lav sokakta yaşayacaktı..

Numara Otuz Altı...

8 Ekim 2007

Cin.Net

Yaşadığı cinnet sonucunda
KaranLığa gömüLmeye başLamıştı...
Farkında oLmadan yavaş yavaş batıyordu uykusunda...
AcıLarını dindirmeye çaLışırken bir türLü başarıLı oLamıordu..
Hiçbir zaman da başarıLı oLamamıştı...
Ve aniden uyandı..!
KaranLıa gömüLdüğünü fark ettiği an bi soukLuk hissetti..
GömLeinde bir ısLakLık sezmişti...
GömLeine dokundu ve kokLadı...
Kandı..!
Kan souktur..!
Birden cebinde Bir şey oLduğunu farketti...
Kana buLanmış buz gibi eLini cebine soktu ve fotoğrafı aLdı..
Bir fotoğraftı ki kaybettiği herşei bir arada görebiLdiği..
Birden anLadı..
Niçin bu karanLıa gömüLüo oLduunu...
Tek bir kare ifade edebiLir mi insana bunu..?
Tek bir kare hatıralatabiLirmiydi..?
Bir tıkırtı duydu..
Gözü karanLıa yavaş yavaş aLışmaya başLamıştı
Yukarıda oLup bitenLeri az buçuk görebiLiordu...
Birden gözLeri kamaşır oLdu..!
ÇağresizLikLe bir çığLık attı...
GeLen kişi bunu duymadı..
ELLerini uzattı baırmaya devam etti..
Ama nafile..!
GeLen meLek onu duymadı...
KaranLıkLarın meLei onu duyamadı...!
Artık yorgundu...
Sonsuz karanLıa gözLerini kapadı...!

5 Ekim 2007

AnLamLı AnLamsızLık..! BeLkide SaçmaLık..!

(H)iç'e dönük yaşadım bunca zaman...
(H)iç önemLiydi benim için..
Herkes için bomboş birşeydi oysaki
AnLamsızdı..
Ben hep herkes için anLamsız oLanı sevmedimmi zaten...?
AnLamsız oLan herşein bence bi anLamı vardı.
Hepsine bir kıLıf uydurmayı severdim.
Hep insanLarın sevmediği şeyLeri sevdim
ÇocukLuumdan beri bu böyLe oLdu..
Saklambacı sevmeyen çocuk mu oLurmuş canım...?!
Ben sevmezdim...
BeLkide bu birasda benciLLiğimden kaynakLanıordu..
İnsanLarın benim sevdiğim şeLeri sevmesini kaLdıramıordum..
Kıskanıordum..
Evet beLkide kıskanıordum..!
Şimdi düşünüorum da;
(H)iç'i kim sever..
AnLamsız birşeyi kim neden sever..?
Yapamam..!
Bunu açıkLayamam...
Anlamaya çalışma sakın sende...
Çözemez bouLursun (H)içten (H)içe...!

29 Eylül 2007

Sonsuz SensizLik

temasLardan uzak kaL..

düşmanLar dokunamasın sana..

sadece meLekLerin oLsun yanında..

iiLik meLekLerin..

ve sen oL..!

sahip oLduun en güseL şey oLsun yürein..

sonsuz bi sessizLik oLsun..

sonsuz bi sensizLik..!

sadece ufacık fısıLtıLar..

hatırLamak isteipte hatırLayamadığın tüm güzeLLikLer

bir bir sıraLansın fotoğrafLarda..

derin ve huzurLu uykuLardan uyan her gün..

mutLuLua uyan..

27 Eylül 2007

KırıkLar..

insanLar...
ve sürekLi deişken boyutLar..
oLduu noktadan uzakLaşamayanLar..
sen, ben, o...

paramparça cam kırıkLarıyLa çevreLenmiş etrafımız..
kalbimiz çıpLak..
ya iLerLicez kan revan içinde...
ya da hapsedicez kendimizi kırıkLarLa doLu o mahzene...
yaraLar sarıLır..
tedavisi oLmayan yara var mıdır..?
kaLbin kesikLerLe doLarsa kim sarabiLir bu kesikLeri üç beş bantLa..?
bi deLie sıkışıp kaLmaktansa acı çekmek midir doğru oLan..?
yoksa acı çekmemek için bir fare gibi yaşamak mıdır..?
doru ne..? yanLış ne..?
sakLayamazsın ki kaLbini aLıpta bir köşeye...
sen çıkıp gitmezsen o mahzenden biri geLir..!
o karanLıkta seni buLur..
kaLbini o cam kırıkLarına batırmak zorunda kaLırsın....
biLirim dinLemezsin sözLerimi..
kuLak asmazsın hiç bi zaman..
senin doğruLarın vardır tıpkı benimkiLer gibi...
ben hep cesur oLdum..!
sen hep korktun..
hep adım atan ben oLdum...
sen hep kaçtın..!
benim doğrum senin yanLışın oLdu..
senin doğrun; senin doğrun var mıydı?

25 Eylül 2007

En GüzeLi...

birşeyLer geçip giderken hayatımdan,
bekLenmedik bir anda çıkar ya biri karşına
öyLe karşımda buLdum seni..
anLamadan bişeyLeri, sormadan, yargıLamadan
sustum ve sessiz sessiz izLedim hareketLerini
söyLediin şeyLeri dinLedim pür dikkat...
farkLıydı bişeyLer..
bunu farkettim..!
bir arayıştamıydım die düşündüm..
çok şeyimi kaybettiğimden miydi..?
hayatın benden çaLdıkLarı var birde üstüne..
asLa geri vermedi hiç birini..!
seni deiL, kendimi sorguLadım..
neden böyLesine kaLakaLmıştım karşında...
neden birşeyLer kitLenip kaLıordu duyguLarımda..
akışına bıraktım.. zorLamadım..
ne oLucaksa oLsun artık dedim..
bu sefer sorguLamıycam...
hemde hiç birşeyi..
şimdi benim yanımdasın..
en güzeLi biz oLucaz gökyüzündeki yıLdızLarın içinde..!
en güzeli biz..
söz veriorum...

Küçük Kız'ın Rüyası..

Ne zamanki yıldızı kayıp gitti, o zaman hayaLLer kurmaya başLadı küçük kız..
BiLiyordu bir gün hayaLLer gerçekLeşebiLir ve gerçekLer asıL mutLuLukLarı getirir...
Karşısına öyLesine kötü şeyLer çıkıyormuşki bir başına korkmaya başLamış..!
Bir ağacın aLtında geri dönmei düşünürken birden yanında mor bir keLebek belirivermiş..
KeLebek kıza; "sakın pes etme..! YaLnız oLduğunuda asLa düşünme.. KaLbin seninLe..!" demiş.
Ve kıza mor ışığı takip etmesini söyLemiş..
Kız yoLda düşe kaLka iLerLemiş..
Bir doLu engeL çıkmış karşısına.
ÜzüLmüş..!
YıkıLmış..!
AğLamış..!
Yıpranmış..!
Ama inat etmiş, hep akLına gök kuşaını getirmiş.
Kız gökkuşaını aramaya başLamış.
Onu eşsiz güzeLLikLere sahip masaL diyarındaki dağın teğesinde buLunan toz pembe yağmur buLutLarının ardında buLacağından eminmiş..
Artık kendine güveniormuş..
Gökkuşaında yıLdınızının aLıp götürdükLerini buLacaını biLiormuş..!


Ve kız tam bunLarı düşündüğü sırada kendisini birden gökkuşaının bakmaya doyamayacaı, ışıL ışıL oLan o zerafet-i destan görüntüsüne kapıLmış..
Yoluna devam etmeye çaLışmış ve birden anLamadığı can havLiyLe anLamakta biLe zaman kaybetmediği bir anda kendini diğer tarafa beyaz sütunun oLduğu yöne doğru atmış..
Ve o an anLamış ki gökkuşaı bile yanıLsama yapabiLiormuş, tıpkı biraz önce oLduğu gibi..!
Ama o kaLbine güveniormuş ve yoLuna devam etmiş beyazLAr içinde saçLarını topLayarak..
O sırada boynuna bakmış..
Ona kaLan en büyük ve onun için bugüne kadarki en değerLi varLığı oLan kolyesini düşürdüğünü farketmiş..
Ama o bedenini biLe kaybetmeği göze aLmış, aradığını buLana dek devam edeceğini söyLemiş kendi kendine...
BeyazLar içinde iLerLedikçe sağLı soLLu bir sürü fotoğrafLa karşıLaşmış..!
Herşeyin normaL seyir ettiğini düşünürken aniden içindeki bir ses onu sorguLaşmış..
Bu asLında içinde aradığı fakat bir türLü buLamadığı ve duyamadığı bir sesmiş...
Gökkuşaının vesiLe oLduğunu düşündüğü...
"Beyaz..! Dahada beyaz..!" diyormuş...
Ve tam o sıra sırtına biri dokunmuş..
[Ve demişki; "Hadi kaLk..! OkuLa geç kaLıorsun..!" Birden uyanmış , gördüğü rüyanın şokuyLa ve kendi kendine "mutLu son" dierek mutfağa yöneLmiş..!]

20 Eylül 2007

MasaL Bitti

sanıorsun ki her adımım sana atfediLmiş
ve dünyam sen yanımdasın die dönüor..
nefes aLabiLme sebebim sensin..
senden önce hiçtim..! sen geLdin var oLdum..
vazgeçiLmezim oLdun dimi..
ben senden gitsemde, sen benden asLa gidemezdin...
atamazdım seni içimden, yanından uzakLaşsamda...
sen benim gökyüzümdün..
bakmadan duramadıım..
maviLiine hayran oLduum..
bu kadar yanıLsama fazLaydı sana
boyutLarımız başından beri ayrıydı asLında..
sen benim ne dünyamdın, ne gökyüzüm, ne vazgeçiLmezim
senLe ben yan yanayken biLe baştan sona yanLıştık..!
hataydık..
ben anLadım, sen hala idrak edemedin..
o yaLanlarLa doLu masaL diyarından çıktım..
şimdi sen kaf daındasın
toz pembe bulutLarLa kapLanmış zirvedesin..
bense artık gerçekLikLerime kavuşma vaktimin geLdiği düşüncesiyLe senden uzakLardaım..
sen bir başına kalacaksın zirvede, bense gerçekLikLerimLe
zirveye çıkmak kazandırmıcak birşeyLeri
ama ben senden uzakLaşarak hayatımı kazanmış oLacaım.

Katran Karası

eskisi gibi deiLim bırakıp gittiğinden beri büyüdüm artık..
ayakLarım yere basıor...
senin yanında duran masum kız çocuu değiLim..!
artık tertemiz bir kaLbimde yok
giderken ardında bıraktığın toz ve dumanLa kirLendi
griLeşti..
is kapLadı her yerini..
günLer geçti katran karası oLdu..
şimdi tekrar geL diorsun..
ben seninLeyken tertemizdi kaLbim..
şimdi kirLenmiş ruhumLamı döneim..!


17 Eylül 2007

kovaLamaca..

ben gömüorum, o buLup karşıma çıkarıor..

kaçtığım gerçekLeri yüzüme vuruor..

duymak - görmek istemiorum..

anLamak istemior..!

neden bu sürekLi savaş..

hiç duruLmaz mı onun denizLeri..

hiç mi bitmez hayatındaki fırtınaLar..!

bir kere aynı çizgide buLuşamaz mıyız..?

bir kez oLsun anLamaya çaLışamaz mı..?

deiştiremedim onu, o da beni..

bitti artık..!

keLimeLer tükendi..

"0"

Durduumuz durak bizi bi yerLere mi yakLaştırıo

Yoksa tam tersine bir yerLerden mi uzakLaştırıo...

"0"na ses ver..

"0"dur doruyu söLicek oLan sana...

YakınLar bazen uzak, uzakLarsa bazen yakın...

YakınLar bana uzak, uzakLarsa bana yakın...

Ne kadar uzak o kadar mutLu, ne kadar yakın o kadar huzurLu...

Hayat türü henüz keşfediLmemiş bir tiyatro...

Sahne senin.. IşıkLar senin.. SeyirciLer senin için..

Ve aLkışLar varsa eer.. onLarda hak ettiğin için...

Her anın güseL bir fotoğraf oLarak kaLsın sende..

KimseLer aLamasın, yok edemesin...

Sen kimsei ipLeme yeter ki yüreinin sesini dinle...

sreT

Ters - Düz ettim dünyamı...

İyiLeri kötü - kötüLeri ii

GüzeLLeri çirkin - çirkinLeri güzeL

Dostumu Düşman - Düşmanımı Dost

... ! ...

29 Ağustos 2007

6999

"Çok görmek istedim seni.. KARANLIKTAYDIN!...
Çok dokunmak istedim. UZAKTAYDIN!...
Bekledim, ağladım, umutlandım...
Çok sevmek istedim seni...
İZİN VERMEDİN!...
Vazgeçmem..
Vazgeçemem! Artık çok geç...
Sensiz gidemem..
Belki bugün, belki yarın, belki bir gün SENDE SEVERSİN DİE BEKLEDİM... "
Uyandım! Her gün olduğu gibi yine yeni bir gün diyerek.. Bugün güzel olacak! Evet güsel olacak... Etrafıma bakındım önce. Renkler aynı deil! Beyaz bile beyaz deil bugün.. KİRLİ!... Sonra fark ettim.. Yanlış birşey vardı.. Bunca zaman kendimi kandırmıştım! Yarın yeni ve güsel bir gün olucak derdim her kötü günün ardından.. Oysa dünler hep güsel geçmesi gereken yarınlar deilmiydi? DÜŞTÜM!... Bunca zaman kendimi kandırmıştım! Sanırım bir kez daha kırıldım.. Olmamalıydı. İşte güzel ve yeni dediğim bir günün ilk kırıkları, ilk parçalanmaları... Şimdi nasıl devam etmeliyim güne? Ne yapmalıyım ki başka aksilikler çıkmasın? Hayır! Yine aynı düşünce var beynimde... Söz verdim kendime.. Hayata müdahale etmeyeceim.. Yapmıyordumda uzun zamandır zaten.. Bugünde yapmıycam...
Bugün uyanmamalıydım! Zaten uyanmak istememiştim. Telefon çalmasaydı hiç uyanmayacaktım... Gördüğüm rüyayı bozmalarına izin verdim.. Görmem gereken, ihtiyacım olan şeyi görüordum zaten... SENİ!! Ya ben ne zamandan beri bu kadar çağresizim? Ne zaman kaptırdım kendimi, aklımı, kalbimi sana? Yapmıycaktım! İstemediğim şeyleri yapmam ben... Asla... Yoksa bunu mu istemişti kalbim?...
Giderek batıorum! İnsanlar günler geçtikçe unutulur... Sen nie büyüyorsun her geçen gün içimde? Bana nie böylesine bir acı çektiriorsun?.. En başından biliordum! SEN FARKLIYDIN! Ki zaten bunları yaşattıına göre farklı olmalıydın...
Birşeyleri silebildim senin için.. Asla silemediklerimi.. Öylesine deiştim ki! Senin sayende kendimi keşfettim ben... Meğer ne kadarda farklı bi insanmışım.. Olmam gerekenden uzakmışım.. Aslında cesaret denen şey sonuna kadar varmış bende... Öyle olmasaydı yaşayamazdık bunca şei! Kısacık zamanda ne kadarda güsel ne kadarda çok şey yaşamışız meğer... Seninle tanıştığımız günden bitişimize kadar olan her anımız geçti gözlerimin önünden... Çok geç farketiim bunu.. Öylesine kaptırmışım ki kendimi Farkettiğimdeyse o kadar şaşırdım ki kendime... GÜLÜMSÜORDUM! İşte... Günün bütün kırgınlıkları gitti bi anda.. En başında kendime verdiğim sözü tutabilmiştim nihayet.. BİTTİĞİNDE VE HER ANIMSADIĞIMDA NE OLURSA OLSUN GÜLÜMSİYCEKTİM!
Deiştirmişsin beni işte bak.. Şu an ağlıor olmalıydım. Sen! Hayatımdaki en önemli insan.. Bitişimizden dolaı gözlerimden yaşlar akmalıydı... Hani nerdeler? Sen bazı şeyleri kolaylaştırıorsun... En zorlarını bile...
Yanındayken olduğum gibi bir huzur kapladı içimi şimdi.. HİÇ BİTMESİN! Hep böylesine huzurlu olaım.. Aynı kucaında uyuyup kaldığım zamanlardaki gibi...

Sonsuz huzur!.. Sonsuz mutluluk...
İşte buydu senin adın..!

24 Ağustos 2007

TuTarsızLıım.:!

Tutarsızlığımın bedelisin...

Şu koskoca dünyada birdenbire kendimi kapatmışken, tüm güzelliklerden kendimi mahrum etmeye hazırlamışken, bütün gerçekliklerimi, kırgınlıklarımı, sevinçlerimi bir kenara bırakmışken saf beyaz bir ışık gibi karşımdaydın..

Rengine aldandım önce.. Konuşmalarına aldandım.. Onca yalandan sonra gerçekliğine inandım. Senin 1 adımına ben 2 adım attım..

Unutmuşum.. Herşeyin çok güzel başlayıpta aslında hiç bir zaman o güzellikte devam etmediğini.. Yanılgılar dünyasında yaşıyor olduğumuzu...

Uzattığın eline aldandım. Ellerimi uzattım.. Eğer bir gün düşersem tutunduğum eller beni tutar sandım. Aldanmayla dolu bir dolu gün işte.. Bir öyle bir böyle.. Dengesizlikler her daim karşılıklı devam eden...

1 adımına 2 adım attığımda geri aldığın adımın.. 1 adımına 2 adım attıımda geri aldığım adımım...

Zamanı boşa harcamak bizimkisi.. O kadar güzel resimler kalmalıyken kafamızın içinde kırıklara yer vermek işte..

Anlamsız davranışlar, manasız tavırlar, tripler , sözler ve sonrasında güzel olan herşey.. (Tabi hala kaldıysa..) Güzel olanlar dierlerini ne kadar yok eder... Birbirimize oyun oynamaktan başka birşey deil bu..! Büyüme zamanı geldi. Oyunları bir köşeye bırakıp gerçekliklere atılma zamanı.. Geç kalıyoruz hayata.. Hala bambaşka yerlerdeyiz nedensiz ve amaçsız..
Oysa yanıyor zaman.. Yanıp kül oluo..
Uyanmalıyız artık..
Gerçekliklere merhaba demeli oyunları geride bırakıp el sallamalıyız ardından...

Bitane Dostum..!

Hayat sürekLi bi kısır döngü içinde...

0LanLarın sebepLeri hep aynıdır...

Sonuçlar da sebepLeri doğurur zaten...

Kötü insanLarın yarattığı fırtınaLardır insanLara yeni dostlar kazandıran beLkide...

Sığınacak bir köşe arardım bazı zamanLar...

BuLamazdım.. Kendimi kaybederdim..

Baktığımda ardımda oLurdu hep insanLar, yanımda oLmaLarı gerektiğini düşünürken...

Ben miydim onLardan uzakLaşan, onLarmıydı benden kopup giden diye düşünür "neden" derdim hep..!

Neden ardımda kaLıyor bu insanLar..?

Ama şimdi; düşsemde, yıkıLsamda, ardımda kaLmayan bir insan daima yanımda oLan..!

KayboLduğum zamanLarda beni benden daha iyi tanıyıpta oraLardan çıkarıp, kendimi bana tesLim eden..

Meer ne kadarda yanLış biLiormuşum kavramLarı..

"DostLuk" ne demekmiş öğrendim işte şimdi..

Gözüm kapaLı dünyamı emanet edebiLeceim, hayatımı avucuna koyabiLceim bir insan..!

Sen benim kalbimi, hayatımı, varLığımı benden çok daha ii korursun biLirim..

Bizi biz yapan şey saçma sapan tavırLar yapıpta gerçekLeri görmemizi sağLayanLar oLsada, yaşadığım tüm kötü anLara ii ki yaşamışım diebiLiorum sayende..

Sana kızmaLarımın sebebi seni çok sevdiğimden (=

Ve şimdi..

Sakın oLaki eksik oLma hayatımdan..

23 Ağustos 2007

07.08 Tarihine İthafen

İnsan büyüdükçe acıları daha az hisseder zannederdim küçükken..
Düşünce bir yerim kanadığında büyüyünce bunları hissetmem sanırdım..
Bilseydim ki eğer insan büyürken acılarda büyüyor,
O küçücük vuruklara, sıyrıklara , yaralara ağlamazdım..
Göz yaşlarımı onlara harcamazdım bugüne saklardım
Şimdi kanayan yerlerimi nasıl iyileştiririm diye düşünmekten ağlayamıyorum bile..

Bu kadar çabuk büyüyeceğimi hiç katmamıştım hesaba
Bilseydim ki zaman bu kadar hızlı akıp gidiyor
O güzel oyunlarla dolu, gerçek sevgilerle dolu,
Şefkatle dolu günlerimi doyasıya yaşamaya çabalardım.
Henüz daha küçüğüm diye oturup kös kös düşünmek yerine,
Hayatımı biraz daha oyunlarla, oyuncaklarla, renklerle doldururdum.

“ büyüyünce bunların hepsi geçecek” diyen babamın sesleri kulağımda,
Bana aslında hayatın bu kadar korkunç olduğunu niçin söylemedi diye düşünürken..
Hayat mı korkunç olan, yoksa ölüm mü?

Hani filmlerde görürüz ya hep;
Ölmek güzeldir aslında orda.
Peki gerçekten öyle mi yoksa bu insanların korkularını örtmelerini sağlamaları için mi?

Kendimden ne kadarda emin koşardım çocukluğumda..
Düşsem bile acımazdı benim canım.. o kadar emindim..
Koşup oynardım..
Tam evimin karşısındaki çatıdan aşağıya atlamıştım
Düşmüştüm ve üstüm başım kan içindeydi.
O an biri elini uzattı bana (=
Başımı kaldırıp baktığımdaysa
Karşımdaki eller babamındı..
Onu görünce acırdı ya canım..
Gülünesi bir durumdu (=

Düşer yara alırdım ve uzanan bir el vardı daima..
Bunu biliyor oluşumdan kaynaklanırdı sanırım tüm kendime olan güvenim..
Aslında kendime değil “ona” güvenirdim..

Şimdi atacağım adımı bile dakikalarca, saatlerce düşünür oldum..
Büyüdüm ya bana uzanan bir el göremiyorum düştüğümde.
Kendimden de eskisi kadar emin değilim sanırım bu yüzden…
Ama bir fark var…
Düşüyorum ve babamın o gülen yüzünü göremeden acımaya başlıyor canım..
Gülen gözlerini görememekle acı giderek artıyor..

"Perde perde örtülü olan eski bir geçmişten kulaklarına garip bir fısıltı gelmişti."- O. C. Kaygılı.

"Bu eski sesler içinde geçmiş zamanlar uyuyor, uyanıyor, geriniyor, yaşıyor gibi."- A. Ş. Hisar.

Sorgulamak hayatı..!
Baştan sona yanlıştır aslında.
Ama bunu ne kadar iyi bilsek bile dayanamaz yaparız,
Oradan oraya savruluruz, üzülürüz, yıkılırız, sarsılırız, düşeriz…
Canımız acır..
Sonuç sıfır…

Ve bir yara daha…

Sakın hayatı sorgulama diyenler, pişmanlıklarımıza gülenler oluverirler..
“Hayatın pişmanlıklarla mı doldu?
O halde aynı hataları bir daha yapma…”
Ne kadar da kolaydır söylenmesi..
Basit..
Sadece iki cümle..
Sorun insanlarda yada dünyada..

Kayıp gitmek mi asıl sorun, yoksa var olmaya çalışmak mı?
Oysaki ikisi de ne kadar acı…

Her şeyin değerini, anlamını niçin iş işten geçtikten sonra anlarız ki?
Hani küçükken uyumamak için direnir dururduk ya
Bugün geceler boyunca uyuyamayacağımı biliyor olsaydım ne kendimi harap ederdim
Ne uykularımı boş yere harcardım..

“Ah budala kız..! çocukluğunun kıymetini bilmiyor günlerini heder ediyorsun..”

Bilseydim sizleri dinlemez miydim sanıyorsunuz..?
Anlamak bir şeyleri..
Zaman alıyor sadece..
Sizin de beni anlamanız zaman alacak belki de..

Gökküşaı



sabah uyandıında şehir griydi..!
eşyaLarını oLduu yerde bırakııp evinden çıktı..
yürüdü..
yürüdü...
ve yürüdü..
turuncuydu vardığı şehir..!
o gri şehri arkasında bırakmanın hüznü ve mutLuLuunu aynı anda yaşıordu..
turuncudan sonra onu rengarenk bir yaşam bekLiordu..
bu bir kaçış mıydı..? yoksa fedakarLık mıydı..?
akLındaki soruLarı turuncuda bırakııp iLerLemeye devam etti..
Gök kuşaını görmeye ona sarıLııp huzuru yakalamaya kararLıydı..!
Herkesden herşeyden uzakta biri onu bekLiordu..!
Bunu biLiordu..!
Ardında bıraktıkLarını düşünmei biLe unuttu..
Artık yeni bir dünyaya açacaktı gözLerini..
KirLi, tozLu, toprakLı, dikenLikLi yoLLardan geçecekti beLki ama onu bekLeyen hayat buna deerdi...