29 Mart 2008

Yıl - dızlar'm..

Dar bir koridordu yürüdüğüm..
Sonunda bir kapı olabilceği umuduyla ilerledim..
Gönül koydum bu yola..
Damla damla akıtırken göz yaşlarımı
Dünümü düşündüm..
Düşlerimi düşündüm..
Yitirdiklerimi anımsadım..
Şimşekler çaktıkça şiddetlendi acılarım..
Kanadı yüreğim..
Kanadı kalbim..
Yaşadıklarımın biri bitmeden diğerleri başladı..
Kırgınlıklarım bitmeden yenileri eklendi..
Hayata yorgun kırgın devam ettim..
Sanki o koridorda hiç ilerlemiyordum..
Sanki o koridorda hiç yol kat edemiyordum..
Uzun...
Sonu gözükmüyen bir karanlık..
Düşe kalka ilerliyordum bu yolda..
Yorgunluğum yüzümden okunuyordu..
İnatçıydım..
Kinimi yok etmeden, kırgınlıklarımı unutmadan sonuca varıcaktım..
Kan revan içinde kalsamda..
Bedenim ruhumu kaybetsede..
Kaybolan ruhumu bir daha bulamıycak olsamda ilerliycektim..

Sonu gelmeyen bir yolculuktu bu çıktığım..
Sevdiklerimi bir daha asla göremiycektim..
Kendimi mahkum ettiğim yalnızlıktan asla kurtulamıycaktım..
Ölüm burnumun ucunda duracaktı hep ve beni asla bırakmayacaktı..
Kan kokusu diğer kokuları almamı engelleyecekti hep..

Ordaki karanlığın içinde yok olup gidecektim..
Sonunu bile bile yola devam edecektim..!

28 Mart 2008

Öz..

Uzaklara döndürdüm yolumu..
Ateşler bekliyor uzaklarda beni..
Susuz bir diyar var..
Cehennemi andıran bir ülke..
Ben ve şeytanlarım var..
Kölelerin diyarı orası..
Kölelerin kral olduğu bir diyar..
Güneşten daha da sıcak..
İnsanların soukluğundan eser bırakmayacak,
Kibirin, nefretin, öfkenin kol gezdiği ülkem..
İyilik denen şeyin kötülükten ibaret olduğu cennetim..
Tüm kötülükler kanatlarımın altında...
Artık özümdeim..
Kimseye göstermediğim yüzümdeyim..

18 Mart 2008

'_'

herkesin kendince bir inancı vardır..
herkesin inancı kendince doğrudur..
insanların inançlarını küçümsemekse ahmaklıktır..!

Mışş...





duvarları varmış kapanıp ağladığı..
düşleri varmış yalnızlığında sığındığı..
üşümüş elleri varmış ısıtabileceklere ulaşamayan..
göz yaşları varmış akıttığında tüm pislikleri silip yok eden..

her masalda bir kötü üvey anne, bir kral ve bir prens varmış..
ama bu masalda bunların hiç biri yokmuş..
zaten kızda prenses falan değilmiş..

iyilik timsali bir insan mı..?
hayır asla öyle biri olmamış..

cadı mı..?
asla o kadar da kirlenmemiş..

mutluluğu ararken yapılabilcek bir çok şeyi yapmış..
insanları kırmış, kendini yıkmış, sevdiği uğruna bir çok şeyi feda etmiş..

ama asla mutluluğu yakalayamamış...
üşümüş elleri arasından kayıp gitmiş buz gibi mutluluk...
üşümüş elleri arasında eriyip gitmiş kor gibi mutluluk..

çocukluğunda en çok saklambacı severmiş..
bu yüzden kapanırmış duvarlarına..
saklambaçda duvara kapandığınızda herşey yok olur ya..
o da kötü şeyleri bu şekilde yok ediyormuş işte..


bir varmış bir yokmuş kötülükler..
sıkılmış artık..
yalnızlıktan sıkılmış..
anlamsızlıktan sıkılmış..
etrafındaki salak saçma nesnelerden sıkılmış..

bir o varmış bir o istiyormuş düşlerini..
en yakını eskiden kalma hayalleriymiş..
en uzağı eskiden kalma bir anısıymış..

yağarken yağmurlar göz yaşları hüzünlenirmiş..
suya karışmak isterlermiş..
kendisi alev olup dünyayı yakmak istermiş..

duvarlarına çarpa çarpa büyümek istemiş..
yalnızlığını duvarlarında unuturmuş..
duvarlarının soukluğunu insanların soukluğuna benzetirmiş..

bir tek oraya sığınmış..

göz yaşları sularla karışmış..

düşleri...

düşleri bir varmış bir yokmuş..

17 Mart 2008

-,-,-

Hayatı birbirimize nasıL zorLaştırabiLiriz..?

NasıL yokuş yapabiLiriz..?

NasıL katLanıLmaz bir haLe getirebiLiriz..?
Sanırım bir tek bunLarı düşünüyoruz bu evin içinde..

Hayatımıza biriLeri girdikten sonra unutuyoruz birbirimizi..
KişiLer hayatımızdan çıktıkdan sonra hatırLıyoruz yüzLerimizi..!
Kan bağımızı hiçe sayıyoruz..
Bu kavramı tamamiyLe unutuyoruz..!

Kan bağı..

BöyLe bi kavram var..
Hangimiz önemsiyoruz..
AiLemizi, annemizi, babamızı, kardeşLerimizi..
Hayatımızdaki dier kişiLer için yaptıkLarımızı
AiLemiz için yapıyormuyuz..?
DierLerinin sorunLarı bizLere daha önemLi geLmiyor mu..?
Ama biz kan ı önemseyen insanLardan oLamayız..
Biz duvardan insanLarız..
Hayatımızda önemsemedik böyLe şeyLeri hiç bir zaman..

Annem dışında..

Annem...
Bunca acıyı çekmiş..
Hayatında en çok sevdiği kişiyi sonsuzLuğa kaybetmiş..
Kaybettiği günki göz yaşLarı ve yakarışLarı geLiyor akLıma..
Birde babam varken akşamLarı eL eLe oturdukLarı kare var..
Bir mutLuLuğun onu terk etmesi..!
Ve ondan arda kaLanLarLa yetinmesi..
Ardından çocukLarı...
Ona yapıLabiLcek en düşüncesizce şeyLeri yapan 2 çocuğu..!
YaşatıLmış..
Değerini biLen bir kimse biLe oLmamış..

Ben biLe..

Kendime acıyorum..!

13 Mart 2008

...

Mutlu sonları olamadı bir türlü hayatında..
Beklemedi de zaten hiç bir zaman..
Mutluluk nedir bilmezdi ki..

Sahteydi yaşadığı bir çok şey..
Sevgileri, arkadaşları, ailesi..
Tek gerçek gördükleriydi..
Onu da anlatamazdı kimseye..

Anlayamazlardı..

2ye bölünmüştü adeta ruhu..
2 ayrı insan vardı içinde..
Birisi sevgi dolu diğeri öfke..
Sevgisini içinde bırakırdı hep..
Öfkesini kusardı dışarıya...
Çünkü hak edilenleri vermişti her zaman..

Kimse hayatı boyunca anlayamadı onu..
Neden böyle olduğunu...
Anlatmadıda zaten..
Gerek duymadı..
Kendi kişiliğini hep içine hapsetti..
Dışarıyaysa hak edilenleri verdi...

Işığının uzandığı koridorda ağladı..
Ağladı...
Göz yaşları bir bir yere düştükçe
Topraktan çıkan kuru dalları büyüttü..

Konuşurdu sürekli kendi kendine..
Birşeyler anlatırdı..
Şizofren dediler..
Deli dediler..
O hiç birine aldırmadı..

Kendi kendine anlatır dururdu gördüklerini..
Daha iyi anlasın zihnine kazınsın diye çabalardı..

Onlar gibi değildi..
Herkesden farklıydı..
Çok yadırgandı..

Şizofrendi..
Deliydi..

Fakat Ondaki sıcacık yürek diğerlerinde hiç bulunmayacaktı...
Işığının altında yapayalnızda olsa diğerleri gibi kalabalıkta yalnız kalmayacaktı..
Yüreğinde biriktirdiği o sevgi tohumlarını asla ekmeyecekti o kuru toprağa..

Sahte olan onların aldığı nefesti aslında..
Ama asla fark edemeyeceklerdi..

Göz yaşları tüm dünyayı kaplayanadek kimse ne olduğunu hiç bilmeyecekti..

[Anlam aramaya gerek yok sadece öylesine.. Birşey anlatmadım çünkü..]
[Tıpkı Andy Warhol'un yaptığı gibi...]

Ca'nıM

Yorgunum..
Uzanıp yatağıma kapasam gözlerimi sonsuza..
Dinlenirmiyim..?

Yoruldum..
Düşüncesiz insanlar,
Vurdumduymaz kişilikler,
Ve benim boka dönmüş kafam..

Dünyayı bu kadar umursamak gerekiyor mu gerçekten..
Yoksa fazla mı dikkate alıyorum herşeyi.

Kusursuzluk..!
Kusursuz nasıl olunur ki..?

Hayat şaka gibi zaten..
Bir de üstüne bir dünya saçma insan örneği.
Hepsi mi bulur bi insanı..
Bilemedim..

Sıkıldım artık dünyadan hayattan yaşamaktan nefes almaktan üzülmekten sevinmekten..
Sıkıldım işte istemiyorum..
Kendime yaptıklarımdan sıkıldım..

Biri "dur" dese..
"Herşey düzelicek bir sihirli değnekle..
Kapat şimdi gözlerini..
Dile tüm istediklerini.."

Çok değil bir nefes istiycem..
Çok değil bir hayat istiycem..

Saçmalıklardan uzak..
Tek başıma..
Ben..
Sadece ben..

Neyim kaldı ki benden başka..?
Neyim kaldı ellerimde şu canımdan başka..?

10 Mart 2008

...

Beni benden en çok nefret ettiren şey yanLış anLaşıLmış oLmam...

"Ah insanLar..

Bazen hiç anLamıyorLar.."

Üstad hep bunu söyLerdi bana..

8 Mart 2008

Paputa...




Hala o ufak kızınım ben senin...
Bir kez oLsun rüyaLarımda göriyim seni..
Bir kez oLsun gül bana..
Bari rüyaLarımda beni senden mahrum bırakma..
AlelaceLe çekip gittin.
Ardında bir sürü göz yaşı bırakıpta..
Ben küçüktüm be baba...
Şaka yaptığını sandım
Tıpkı yaptığın şakalar gibi birşey sandım bunuda..
Bekledim günlerce şimdi kapıdan giriceksin diye..
Artık kapının karşısında oturamıyorum baba..
Artık kapı açıLdığında heyecanLa atmıyor ki kaLbim
Seneler geçti aLışamadım yokLuğuna..
Kokun gitmediki hiç bir zaman odaLardan..
Kokun hiç ayrıLmadı kıyafetLerinden..
Bütün resimLerinde güLümsüyorsun hala..
Bütün resimLerinde varsın haLa..
Ama evin içinde, odaLarda kahkahaLarın yok ki babam..
YokLuğunda çok şey kaçırdın..
Bir çok kişinin seninLe payLaşmak istediği sevinçLeri oLdu..
Hepsinde senin adın geçti..
Hepsinde seni andık..
Paputa,
Sen anıyormusun bizi..?



Kışı sevmiyorum artık..
Kar tatiLLerini, pazar günLerini sevmiyorum..
SeninLe oturduğumuz o cam kenarını sevmiyorum..
Sensiz tadı çıkmıyor hiç birşeyin paputa..!
Beni küçükken sırf rahat oynıyım die gece 12 de götürdüğün parkın önünden biLe geçmiyorum artık..
Keşke yine küçük oLsam elimde kovaLarımLa gidebilsek o parka ellerinden tuta tuta...
Çok erken bırakmadınmı beni bu dünyada gözümden akan yaşLarLa..?

Aşk..

AyrıLık..

Çözüm deiL..

Kaçış hiç deiL..

SinirLenince gözü hiç birşeyi görmeyen biri oLuyorum..

Bunu en iyi biLenLerdensin ruhum..!

SinirLenince yıkıcı oLuyorum..

Bunu en iyi biLenLerdensin aşk..!

Sensizlik..

Acıtır canımı, acıtmaz diyemem..

DayanabiLirim, elbette nefes aLabiLirim..

O acıya her gün "ölüp ölüp" katLanabiLirim..

Ama ben sensiz günLeri tercih etseydim,

Ayrılık o zaman çözüm oLurdu..

Sana veremicek cevapLarım oLsaydı,

AyrıLık o zaman kaçış oLurdu..!

Sensiz bir gün düşünmedim..

Sensiz bir sabahı düşünmedim..

Sensiz bir geceyi düşünmedim..

Düşünseydim, 50 kere giderdim..!

Bir gün biticek diye başLamadık..

Bir gün kopucaz diye bakmadık hiç..

Hep el ele olucaz dedik..

Söz verdik..

Ben senin o güLen yüzün oLmadan sabaha günaydın diyemem..

Ben gece yattığımda senin kokun yoksa uyuyamam..

Göz yaşLarım sen siLmiyeceksen eğer neden aksınLar..?

Ruhum..

Sensiz nasıL zevk aLırım hayattan..?

Sensiz nasıl severim yaşamayı..?

KaLbim..

Ben seni bırakamam..

Sensiz bir an düşünemem..

Senin sevgin oLmadan ısınamam..

Işığım..

BiLirsin korkarım karanLıktan..

Bir tek sen varken korkmam..

Aşk,

Seni hep sevdim...

Seni terk edemem...

Elimi tut..

Tut ki düşmiyim boşLukLara..

Tut ki kaLmıyım karanLıkLarda...

SarıL ki üşümiyim souk hayatta...

6 Mart 2008

Başlık'sız...!

"bunu neden yapıyorsun dedi kendine..
neden acı çektiriyorsun mutlu olmak varken.
neden uzaklaşmıyorsun saçmalıklardan..

neden kaçamıyorsun seni mutsuz eden şeylerden..

sil hepsini hayatından
çıkar at..
sana birşey katmıyorlar artık..
sen birşey ifade etmiyorsun onlar için.."

iyice düşündü..
gerçeklerdi bu duydukları..
üzücüydüler belkide ama gerçeklerdi..
"neden" diye sordu kendine..
"gerçektende neden yapıyordum bunu..?"

eLbet bir cevabı vardı..
ama nerede..
çekmecede, dolapta, kitaplarda, sözlüklerde..
araması gereken bir çok yer vardı..
araması ve bulması gereken bir çok cevap vardı..

o yüzden herkes uzak durmalıydı ondan..
ırak..
uzak..
mesafeli..
sessiz...
anlamlı..
anlamlı..
anlamlı..

hayatta herşey anlamlı..
anlamsızlıklar bile..

of..

Yok...

KimseyLe iLgisi yok..

Kendime küstüm..!

Var gücümLe kurtulmaya çalışsamda

yapamadım..

öfkemin köLesi oLdum kendi sarayLarımda...

SatırLarım arasında kayboLdum, bouLdum, sarsıLdım...

Ben benLe çarpıştım..

YıLmadım kaLktım..

Kendimi harcayanadek savaştım..

OLmadı kurtuLamadım..

Kinime öfkeme yenik düştüm...

ayağa kaLktıkça itti birşeyLer beni

yere düştüm..

Kendi sarayımda yerden yere savruLdum..

Gücüme gitti..

Gitti ki devam etmeye çaLıştım..

Yenene kadar, canımdan Olana kadar..

ParçaLanana kadar..

Kendi gücümden korktum..

Kendimi yok ettim..

Beni ben öLdürdüm..

Kendime küstüm..

Gözlerimi kapadım..

Derin bir nefesLe hüzün çektim içime

Yok kendimden kurtuLamadım..

Sustum..

GözLerim kapaLı kaLakaLdım..!

Ses yok, ışık yok, ben yok..

Hiç yok..!

5 Mart 2008

Gibi..

rüzgarlar esiyor

güneş kavuruyor

kanımda zehirler ilerliyor

hayatın çeşitliliğini düşünüyorum

hayal kuruyorum

kendimi başka başka hayal ediyorum

bir sihirli değnek olsaydı

ne dilerdim diye düşünüyorum

yaşamak mı..?

ölmek mi..?

yaşam..

ölüm...

en son ne zaman ayık dolaşmıştım..?

en son ne zaman kanımda alkol olmadan gezmiştim sokaklarda..?

ne zaman alkol ve sigara olmadan nefes almıştım...

bilincim...

yitirdiğim bilincim...

sorularıma cevap ver..!

içimdeki ses de artık yanımda değil sanırım..

o da mı terk etti beni..?

içimdeki ses nerdesin..?

sende mi bırakıp gittin..

göz yaşlarım gibi..

babam gibi..

hayallerim gibi..

umutlarım gibi...

herşey gibi..

3 Mart 2008

Souk...

AlkoL...
Sigara...
Oda...
Işık...







BoşLuk..!







Ardından ne gelicek peki..?


Düşünceler...


Kişiyi dibe vurduran düşünceLer...
Dibe vurdukça gelişip deişen,
Psikolojik bozuklukLar..!

Duymak istedikLerini duyamamak,
Hayata dair korkuLara sahip oLmak
Çözüme uLaşamamak..!

ÖLümün soukLuunu hissetmek
AvuçLarının sıcakLıını yitirmesi
NedenLeri sorgulamak..
Ve tekrar sonuca ulaşamamak..!

Ölüm..
Mutfak çekmecesinde duran bir bıçak kadar yakın...
Kan...
DamarLarında akışını hissedemesende gördüğünde ölüm kadar gerçek...
Acı...
Hissetmemen gerektiğinde var olan, hissetmek istediğinde yok olan bir biLinmez...

Saat...

Tik...


Tak ...


Tik...


Tak...


Ölüme giderken ne kadarda yavaş...

Souk...
Ölüm gerçektende çok souk...

AkLım..
HayatımLa yitirdiğim son parçam...

Benden arda kaLan
Bir sararmış mektup ve bir fotoğraf...
Yerini hiç buLamayan...

SessizLik duruşLarı...



Yüzündeki her bir çizgi,
Kalbindeki her savaşın sebebi..
Kırıklarının sebebi...
Ona rağmen gülümsemesi yeterLi...
Şen kahkahaLarının dünyayı parçaLaması
Onun için hiç deil önemLi..
Dalıp düşünsede gençLiğini
Şikayetçi değil bugününden..
Şikayetçi oLmayacak beLkide yarınından...
Görüp geçirdiği onca şey,
Yaşının ardına gizLenmiş dursada,
Kalbinde kaLan o küçük ama güçLü iyiliği
Herşein önüne geçmeLi..
Sessizliğinin ardında kıyametLer kopsada
Yinede dışa vurmayacaktı biliyorum...
Konuşmaya paylaşmaya ikna olmayacaktı..
Etrafındakileri üzmek onun stili deildi..
Bunca çizginin sebebi deilmiydi zaten
Yaşadıklarını içine atması...
Sessizlik duruşLarı...
Herşeyle tek başına savaşması...
Ve halen daha çok güçlü durması..!

Saygılar ve SevgiLer canım Teyzeme...
Her daim gülümsemesi diLeiyLe...

Dev..




ŞiirLeri severdim bende tıpkı Baba'm gibi...
Tıpkı onun gibi "Nazım'ın şiirLeri"ni...
Onun sevdikLerini sevmek miydi hoşuma giden..
Yoksa onun yokLuunda onun sevgisini devam ettirmek miydi yapmam gereken..?
YapayaLnız kaLdığım odamda bir gökyüzüm var masmavi..
Mor duvarlarımın arasında mavi gökyüzüm..
Bakınca babamın yüzünü gördüğüm...
Ben Nazım şiiri okuduktan sonra parlayan gökyüzüm..
En sevdiği nazım şiiri hangisiydi biLmesemde
O da benim sevdikLerimi sevmişti beLkide...
Onu hatırlatan mısralar var...
Onu hatırlatan bir çok şey var...
Nazımın kırıkları arasında Baba'mı anımsatan çok şey var bende...
Baba'm da bir devdi;
Tıpkı Nazım Hikmet gibi...